Bir minik kalp atışı dinlemek için doktora gittiğimde iki minik ama dev kalbin şarkısını duydum ve o gün başladı benim “duble anneliğim”. Sizi kucağıma alıp kokladığım ilk gün (16 Mayıs 2014)
“Daha önce hiç nefes almamışım ben.” dedim.
Meraklı, ürkek bakışlarınız ile bana baktığınızda gözyaşlarının aşırı mutluluktan da akabileceğini öğrendim.
Minik parmaklarınız ile elimi sımsıkı tuttuğunuzda fark ettim ki ben artık rüzgârda savrulan bir yaprak değil, köklerini toprağa sizin için salmış bir çınarım.
Uykusuz kaldım gecelerce (ki hâlâ kalıyorum) ama işe geldiğim andan itibaren özlediğim şey yatağım değil artık sizin beni bekleyen çığlıklarınız.
Çok şey öğrendim sizle.
Yoğurt yapmayı, sağlıklı beslenmeyi, pratik olmayı, çözüm odaklı olmayı, daha sabırlı olmayı, birinin uyurken de özlenebileceğini, Demet Akalın dinlemeyi...
Bilmediğim çok şey olduğunu da öğrendim.
Minicik şeylerin insanı nasıl mutlu edebileceğini de bilmiyordum.
Siz ağzınızı açıyordunuz sadece ve
biz “Gülüyorlar!” diye mutlu oluyorduk.
Kahkalarınızı duyduğumda yüreğime dolan mutluluğu tarif bile edemem.
“Oturdular, kıpırdadılar, sanırım emekleyecekler, yuvarlanıyor bizimkiler, sürünmeye başladılar, bu çocuklar yürümeyecek mi(henüz 6 aylıksınız), emeklediler…”
Her anınızda, her yaptığınızda heyecanlanıyorum. Ve siz yürümeye çok yakınsınız. Yürüdüğünüzde ne yapacağım, nasıl yetişeceğim peşinizden…
Sadece bakıyordunuz önceleri ve kokuma sarılıyordunuz. Sonra görmeye başladınız, sonra özlemeye, sonra aramaya… artık iyice zor olmaya başladı sizden ayrılmak.
De.. de… de, çıktı Oğuz’un ağzından ilk;
Atay’ınsa babb.. bab. ba..
Nannanneeeeee dediniz anneanneniz koştu her anınıza. Sonra garga dediniz. Anne demediniz de garga dediniz diye ne üzüldüm.
Sonra bilinçli ilk ann- neee… Ben yine ağladım.
Zaten sulugözlüyümdür ama siz hayatıma girdiğiniz andan itibaren her şeye dolar oldu gözlerim.
Tüm bunları yazarken bile burnumun direği sızlamaya başladı.
Uzun lafın kısası benim biricik ikizlerim, aşkımın meyveleri, canlarım, iyi ki doğmuşsunuz.
İyi ki doğurmuşum sizi.
Bugün sevdiklerimizle sizin ilk yaşınızı kutladık.
Her şey harikaydı. Çok güzel vakit geçirdik. Siz de çok keyifliydiniz kucaktan kucağa dolaşırken, her gittiğiniz kucakta gülücükler saçtınız.
Sizi seven herkese teşekkürlerinizi ilettiniz böylece ve öpücükler yolladınız fotoğraflarda. Arada size verilen poğaça, kek ve börekleri de hiç geri çevirmediniz tabi. Pastanız enfesti; siz de yediniz gözümden kaçmadı.
Bir dahaki doğum gününe kadar yok haberiniz olsun.
Benim minnoşlarım.
Ben yıllardır temize çekmeye çalıştığım tüm defterlerimi sizi beklemeye başladığım gün kapattım
ve sizin için sizlerle ve tabiki canım kocam, babanızla yepyeni bir öyküye başladım.
Sizi çok seviyorum.
18 Mayıs 2015
Damla Güler Öztürk