30 Ocak 2024 Salı

Günyüzü

 Kütüğüne kayıtlıların 

kalp sızıları ilee ters orantılıdır

 adı Günyüzü'nün. 


Boz, buruk, yorgun taşlarını kırıp

Yeni betonlar diktiler de 

kent meydanına.

Yine de ikliminin hüznünü 

Saklayamadılar. 


Doğduklarında ağlamaz da

Bir yandan çığlık atar 

bir yandan susar

orada doğanlar. 


Büyüyüp de 

başka başka hikayelere kaçsalar da

Kentin acısını 

artlarında bırakamazlar. 


Gün yüzü görmemişlik

iliklerine dek işlemiştir.

Bu yüzdendir

aynalara bakamazlar.

Damla-  

27 ocak ctesi 01.41

Kaçamak Yolcu

Yalnızlığın başkentine                                                    yol alan bir trenin                                                        Kirli, paslı, yorgun vagonlarında                       gözlerinin kaçamak yolcusuyum.


S/o/a na
Yaklaştıkça dilim tutuluyor
Nefesin dizelerime değince
Kars'a gitmiş kadar oluyorum.

Sen...
Şiirlerimden habersiz
Sen, dilime dolanan yalan ezgi...
Sen Kars kadar ayazsın bana.

Ben mahkum, ben çaresiz.

Ama o gözlerin...
Uzun bir şiirin son dizesi gibi
Yeni bir yolculuğun habercisi.

5 Aralık 2023 Salı

KOŞ

 Uyandın ya

Aç pencereni!

Güneşi solu iliklerine kadar.

Rüzgarı em iliklerine tüm benliğinle

Kavur, kavrul tınısıyla

Her gün başlayan hayatın.


Uyandın ya 

Koş dışarı!

Kelebek kanatlarıyla uçamasan da

yumuşak adımlarla tanı hayatı


24 Kasım 2023 Cuma

Hey Gidi


  Hey gidi hey... 

Eski mahallemizden geçip aylar yıllar sonra eskiden müdavimi olduğumuz yerlerde dolaşınca ve tesadufi olarak eski bir mail hesabımdaki fotoğraflarla karşılaşınca çok başka yerlere gittim bu aksam.

 Onca yılı başkası yaşamış, onca insanı başkası sığdırmış yüreğine sanki.

 Son yıllarda öyle kalabalık ama öyle tek hissediyorum ki size anlatamam. Şu iskele kadar uzağım... kime mi? Sana, ona, buna, bazen bana... başkası gibiyim. Özlüyorum itiraf edeyim. Kimi mi? Seni, onu, bunu, bazen beni... subaşında duran kediyi, güneşi... şairi, şiiri, arıza yı.. LA yı, sonra diyorum ki kendime : Çok ağır geliyordu, böylesi daha iyi oldu. Ne mi ağır geliyordu? Sen, o, bu, ben... dizeler, satırlar, yanılsamalar, üç noktalar, parantez içleri.... satır sonuna sığmayan sözcükler, "büyük harfle başlaman gerek" zorunluluğu, yazar ve yazdıkları, sahneleyenler, sahnenin karşısındakiler... oyunun sonuna kadar kimsenin patlayacağını bilmediği kırmızı balon... ön sırada uyuklayan amca, yanında gözyaşlarına hakim olamayan teyze... sahneye  çıkıp da seyirci yokmuş gibi şarkı söyleyen Teoman, konser alanında ordan oraya koşturan koştururken ayağının altındaki papatyaları  görmeyen Süperman, Moda sahili, dalga kıran, Her konserine gittiğimiz Feridun. Telefonun çağrısındaki The Wall... üniversitenin spor salonunda kendisini ilk defa dinleyenlere şarkı söyleyen Tual... dans seçmelerinde hak etmediği halde ekibe seçilen o uzun boylu kız. Sarapların yanındaki çekirdek, Mujganin kucağındaki  kova... yer sofrasında yenilen biber dolması, kapı çalındığında karşımda duran iğde ve çilek... pembe panter... 

Bahar festivalleri, konserler, tiyatrolar, Kalamış.... deneme bilim merkezi... Maltepe karakoluna bakan gökyüzü... 

Dedim ya geçmişe yolculuk yaptım bu gece... o yüzden sanırım uykum kaçtı yoksa içtiğim filtre kahvenin etkisi mi bu? 

Hepsini nasıl da hatırladım ki... niye hatırladım ki... yine ağır geldiler.

25 Ekim 2023 Çarşamba

Susuz/D-L/uk

Bitmesi gerekti...

Bitti.

Ardına bakmaya cesareti var mıydı,

baksa kalır mıydı?

Bilmiyorum. 

Ama bildiğim tek şey

suyu çekilmiş bir nehirden arta kalan

derin çatlaklardık topraktaki.

Durgun, kabullenmiş, tüketmiş

 (tüketirken tükenmiş)

Yan yana ama ayrı...

yaralarımız derindi 

kırmızı, sancılı, tükenmez.

Birbirinden farklı kıvrımları vardı yara izlerimizin

ve...

Gitmesi gerekti.

Gitti.


en çok okunan

Günyüzü

 Kütüğüne kayıtlıların  kalp sızıları ilee ters orantılıdır  adı Günyüzü'nün.  Boz, buruk, yorgun taşlarını kırıp Yeni betonlar diktiler...