18 Ocak 2023 Çarşamba

Uyumaz mı bu insanlar?

 




                            Resim: Edward Hopper

Saatten haberi yok mu bu insanların.
Kapatacağız, uyarımı da ciddiye almadılar. 
Bitirseler son içeceklerini de gitseler. Uykuları gelmedi anladık da yarın sabah gidecek bir işleri de mi yok? Onlar gidince daha ortalığı temizleyeceğim.  Şu ışık da beynime beynime işledi... Saat üçü geçti. Şunun şurasında birkaç saat sonra yeniden açacağım dükkanı ama henüz kapatamadım bile.. 
Eve gidecek kadar halim de yok. Ortalığı toparlayıp soyunma odasında uyurum herhalde. 
Offf, of... bitmedi konuştukları. 
Elle tutulur bir konuya da değindikleri yok.
Anlaşılamıyormuş kadın. 
Kendini anlaşılmaz sanmıyor mu böyle ünlü tayfası, ruhum daralıyor. 
Anladık biraz entelektüelsiniz, üç beş de kitap taşıyorsunuz gittiğiniz ortamlara (yani okuduğunuzdan da emin değilim ya..) Şu gizemli, havalı haller de cabası. 
Adam da kadını dinliyor gibi görünüyor ama duyduğunu sanmıyorum anlattıklarını kadının. Kadını avlama peşinde desem pek oralı da değil, kesik kesik kısa cümlelerle geçiştiriyor. Kaç saattir sigaranın birini söndürüp birini yaktı. 
Haydi yahu, hesabı ödeyin bari. Kasayı kapatıp sayım yapayım siz çıkana kadar. 
Bak şu yalnız adam, daha ilk "Kapatacağız." dememde ödedi parasını. Gerçi onun da pek kalkası yok.
Ne yazıyorsa saatlerdir ara bile vermedi. Son kahvesi de buz gibi oldu, yazmaktan fırsat bulamadı içmeye.  Başım da tuttu zaten. taa öğlen bir iki lokma yemiştim. Şu ışık da beynime beynime... ooof.

Dur; bir kere daha sesleneyim: kapatmak üzereyiz hesapları toparlayalım ,diye. 


16 Ocak 2023 Pazartesi

BEN - I-

 En büyük çıkmazım..

Ben.

Ne ilerleyebiliyorum ne kısalıyorum bende.

Başka bedende ben olsam adımlarım hızlanır mıydı diye düşünmeden edemiyorum.

Bildiğim şu ki:

Bende bir şey var bana ait olmayan, ben olmayan... 

o rahat vermiyor bana. 

Satır arası sözcüklerden oluşan sözlük dışı duygu içeren bir cümleyim.

Ne büyük harfle başlanmış ne de imlası olan bir cümle.

Öyle tek satırlık değilim

Paragraf dolduran bir cümleyim.

Ne bağlaçlarım var benim ne de satırbaşım.

Öyle pat diye başlanmış, 

uzadıkça uzamış eksiltili bir cümleyim işte...

Ne tanım yapıyorum herhangi bir şeyi

ne de tanımlanabiliyorum sözcüklerimle.

Kitaplara girememiş henüz 

ama sayfaları kirletiyorum hayatımda.

Kirletirken arınan bir tezatım ben aslında.

arındıkça eksiliyorum ya... 

eksildikçe de artıyorum kendime.

Ne siyasi içerikliyim 

ne de dini bir söylenceyim.

Film senaryosu olmaz benden ama kendi senaryomun ilk cümlesiyim.

Oynanmak için yazılmamış uzun bir tiradın nefes alınan noktasındayım

Müsamerelerde heyecandan unutulan o cümleyim sahnede..

Tek nefeste okunamam

tek bir anlam içermem.. 

her göze aynı görünmem...  

her seste işitilmem...

çoğu kez kendi sesimle bile dile gelmem

 işte öyle alelade, kendi halinde bir cümleyim.

Alelade dedimse basit bir cümle sanmayın beni.

Girişik birleşik, içiçe girmiş hallerimle miting alanlarında çığlıklarla duyabilirsiniz beni bazen

bazen de şehrin göbeğindeki bilboardlarda salınır sözcüklerim.

Ama en çok boğaza yansımayı severim.

Mehtabı arkama alıp köprünün altından sulara serilirken aşıkların diline teğet geçerim.

Bazen çiğdem kokulu narin bir cümleyken bazen de bir fahişenin ter kokan teniyim.

Siyahtan beyaza evrilse de sözcüklerim

ben özünde kıpkırmızı bir cümleyim. 

Ne bir şehre aitim ne de bir yüreğe demirlemişim

Koordinatlarım yoktur benim

iç içe geçmiş karıştırmıştır birbirine meridyen ve paralellerim.

Bitki örtüsü ya da herhangi bir örtü değildir karakteristiğim

Ulaşılamaz, uzlaşmaz bir değişkenim.

Kararsızlığım bile bir karardır benim

Söz dinlemem, uslanmaz bir cümleyim.

bir yudum suya nasıl muhtaçsa insanoğlu

ben de öyle muhtacım yazılmaya.

satırlara döküldükçe suretim

anlamlandırıyorum/ anlamlanıyorum

yazılıp yüzleşince kendimle

huzursuz buluyorum huzursuzluğumdan

önce kıyılara vuruyorum dalgalarla sonra içime çekiliyor taneciklerim. 

Kendimi anlamlandırdım ya 

anlaşılma kaygısından uzak bir cümleyim

Yerine göre özne, yerine göre nesne, yerine göre tümlecim.

sesli harfllerim ve sessiz harflerim ayrıştığında birbirinden yeni bir dünya keşfederim.

Bilinmeyen dillerde şekillenir

konuşulmayan bir dilde seslenirim


----devamı gelecek------



 


13 Ocak 2023 Cuma

kim/se/sizlik/ten

 çekip gitti bir gün

yollar yakın gelince 

yalnızlık elbisesinden başka

belirsizliği aldı yanına bir de...

dört yanı ıssız

her yanı karanlıktı gitmeden.

gitmekle aydınlanır mıydı 

yüreğindeki tenhalık

bilinmez... 

ama umutlarını cebine

gözyaşlarını düne koyup 

çekip gitti o gün.

kent ağır gelmişti besbelli

tüm yükünden sıyrılmak istedi

sorgusuz sualsiz

çekip gitti birden o gün

hiç kimse bilmedi neden gittiğini

yahut gittiğini.

Ocak 2004

Beyin ölümüm gerçekleşti

 Öfkeyle parçalanmış bir fotoğraf gibi duruyor mazi beynimin acıyan yerinde.

Bir türlü bir araya getiremiyorum parçalanmışlıkları...

Çoktan çözülmüş aralarındaki düğüm, yeniden bağlamak neredeyse imkansız.  

Bin parçaya bölünmüş bu yaşanmışlıkların her birini nasıl tutarım bin kolum yok ki benim.

Debelenip duruyorum

dün bugün ve yarın ortasında...

tanımadığım yarından korkuyorum,

dünü hatırlayamıyorum.. 

kafam öyle karışık ki. bugünü de ondan yaşayamıyorum. 

Sözüm gözümde büyüyor, kulaklarımda uğulduyor sesin.

Yüreğime çöken gecelerin kanayan yarası sıcak.

kırmızıya bulanmış anılarım kanıyor bedenimin her yanından. 


Yürüyorum, yürüyüşüm yoruluncaya kadar, yollar ayrılıyor, yollar kesişiyor

yollar insanların arasından geçiyor, yollar insanları ayırıyor... 

insanlarda hep telaş, hep kargaşa kimse kandan anılarımı fark etmiyor. 

kazara gözleri gözlerime değenler ise görmezden gelmeye dünden hazır bendeki kederi. 

Yürüyorum, yürüdükçe yorulmak yerine morarıyor elbisem, morarıyor saçlarım... anılarım...

bedenimdeki sıcaklık tükendi. anılarım tazeliğini kaybetti. 

Ne insanları görüyorum artık ne da acıyı hissediyorum.. 

üzülmüyorum da... 

Gözlerimin çoktan sönmüş  feri.

Her yer artık gri.

kalbim belki ara ara atıyor ama beyin ölümüm gerçekleşti. 

2003 Aralık /2023 Ocak

Neredeyim?

 Düşte miyim,

gerçekte mi?

Yoksa ikisinin arasındaki

o ince çizgide mi?

Sözde öznelik yapan

sözde öznellikten uzak

"biz diye tanımlanan bir şarkının

son dizesinde miyim?

yoksa

durmadan tekrarlanan

durdurulmalardan uzak

ağızdan ağıza dolanan

nakarat dizesinde mi?

Ne dündeyim 

ne gelecekte...

ben bugünde bile değilim?


11.11.2003 -İstanbul

6 Ocak 2023 Cuma

Sonlu öyküler


Sen, ben, martılar ve Kadıköy
ayrılmaz parçasıydık bizim öykümüzün.
Gençlik işte,
Sonsuza kadar süreceğine inanırdım öykümüzün.
sayende öğrenmiş olduk ki 
sonu varmış her öykünün.
 

4 Ocak 2023 Çarşamba

Gri

 

Üst üste yığılmış beton bloklar

 ve o bloktan evlerde yaşayan kalabalık yalnızlar kadar

 griyim bugün. 

21 yıldır aynı yatağı paylaştığım adam bile beni anlamazken

etrafımdaki sahte dostların beni anlamasını beklemiyorum. 

Yıllarca ben bile görmezden geldim beni, bendeki eksikliği, onun eksiltişlerini...

Sustum.

Yok saydım. 

giderek yok olmanın kaçınılmaz ağırlığını tüm hücrelerimde yaşadım. 

Ben, bende ağırlaştıkça başkalarında hafifledim. 

Güçlü kadın dediler arkamdan yahut yüzüme... 

Ne dertlenir oldum ne söylenir oldum eşe dosta. Güçlüyüm ya bende dert ne gezer!

Duyulmadığımı sandığım anlar da oldu... duyulmak istemediğim anlar da... 

ve duymak da istemiyorum artık. 

Hislerim de düşüncelerim de farklılaştı yıllar içinde... 

Beklentilerim de....

Şehir hatlarında arka koltuğumda oturup instagramın keşfet sayfasındaki 2-3 saniyelik videoları 

birbirinin peşi sıra izleyen sinir bozucu kadın gibi kaydırıp

geçer oldum anları, olayları, insanları... 

Herkes, her şey; birbiri ile bütünlüğü olmayan anlamlı- anlamsız 

ama anlık keyif verici videolar kadar değerli benim için. 

Nasıl ki otobüsün bir sonraki durak anonsları,

 o durakta ineceklerin dikkatini çekiyordu sadece:

beynimin iç odalarında yankılanan bir sonraki başlık da 

o an ihtiyaç  hissedenlerin algılarında seçiliyordu. 

Ana başlıklarımın altında kaç alt başlık kaç maddede anlatmıştım da kendimi 

anlamasını beklediğim anlamamıştı.. 

Gerisi anlasa ne yazardı!


Damla- 30 Aralık 2022




Çocuk Aklı


Her zamanki saatinde geldi babam eve bugün.

Beti benzi atmış, keyifsiz...

- Müjdemi isterim baba! Asgari ücret 8.500 olmuş, dedim.

Babamın yüzü iyice düştü.

- Ben gidip un alayım, dedi annem.


Damla Güler Öztürk

Ada Ruhu

vapurdan indim ya Bostancı'da

üstüme çöktü şehir

yürümekte zorlandım

ayaklarıma dolandı 

gözlerim karardı kalabalıkların çığlıklarında


Neyse ki...

saçlarıma sinmiş ada havası 

ve silinmemişti ada ruhu parmak uçlarımdan..


30 Aralık 2022


en çok okunan

Günyüzü

 Kütüğüne kayıtlıların  kalp sızıları ilee ters orantılıdır  adı Günyüzü'nün.  Boz, buruk, yorgun taşlarını kırıp Yeni betonlar diktiler...