27 Şubat 2023 Pazartesi

Sözyaşlarım 2

 Ölümüm...

Ben susuyorum

Sen görmüyorsun

Onların umurunda değil


sözcüklerimin duvarlarında yankılandığı gözyaşı odalarımda

            kayboluyorum

Kayboluşlarım fark edilmiyor. 


Ay, odalarıma doğmuyor.

Ay, yüreğime dolmuyor.

Ben eriyorum...

Sen bakmıyorsun.

 

Gözlerin takılsa bana

            yüreğim sana akacak

Kurtuluşum olacak/sın

Onlardan beklentim yok.


Şubat 2004

Sözyaşlarım 1

 -I-

Sözcüklerimi yoğunlaştıramadığım zaman 

            gözyaşlarım birikiyor.

Suskun çığlıklar akıtıyorum

            sessizliğimin boş odalarına.

Senden kaçıyorum

Onlardan kaçıyorum

Benden kaçıyorum


Kalbimi hüzün odalarıma kapatıp 

            boğuluyorum sözyaşlarımda

Cesedim kırmızıya dönüyor

Gözlerim içime dönüyor

Karanlık

Yalnızlık

Kırgınlık

Düşsel boyutun soğuk yazlarında üşüyor ölümüm.

Şubat 2004 Kadıköy




24 Şubat 2023 Cuma

İtiraf ediyorum

 

Ülkede 6 Şubatta yaşanan deprem hepimizi çok etkiledi.                                                                                Hepimiz ülkenin yarısının birkaç dakikada nasıl yok olduğunu gördük.                                                    Gördüklerimiz doğal bir afetten çok fazlası...

Sayılardan ibaret olan canların cenazesi...                                                                                                      cenazelerin inançlarına, ritüellerine uygun değil de alelade, rastgele defnedilmesi (keyfi bir durum değil bu elbet. felaket ne kadar büyük bir boyutta ki yetişilememiş. Çoğunun kimliği bile tespit edilememiş.)....  parçalanmış bedenler... yakınlarının cenazelerini bile bulamayanlar..                                                  Kaybolan insanlar. kaybolan çocuklar. o çocukların yaşadıkları.. o çocukların korkuları... 

Ooooff bunların hepsi zaten travmatik değilmiş gibi afet sonrası yaşanılanlar.                                              Sıralamak bile istemiyorum burada.    

Biz ne ara bu kadar korkunç olduk? 

99 depreminde de duyduklarımızı yine duyduk, fark: artık bir sosyal medya olduğu için daha çok kişiden daha çok şey duyuyoruz. 

Günlerdir kontrolü elimden bırakmamaya çalışıyorum, yaşanılanların korkunçluğunun farkında olmama rağmen dehşete kapılmamaya çalışıyorum. İkizlere yaşanılanları süzgeçten geçirip söyledik, izlettik. Bilsinler neden normal olmadığımızı, neden normal olmamamız gerektiğini.

Yas tutmamız gerektiğini ama o anda takılı kalmayıp önce kendimizi sonra çevremizi bilinçlendirmeye çalışmamız gerektiğini. Dayanışma ile oradakilere faydalı olabileceğimizi, elimizden ne geliyorsa yapmamız gerektiğini...

Anne bizim evimiz güvenli mi diye sorduklarında ne diyeceğimi bilemedim, onları korkutmamaya çalışarak açıkladım. Güvenli olduğunu düşünüyoruz ama olası bir yıkım anında neler yapmamız gerektiğini vs vs vs

Bunları onlarla konuşmak da bana korkunç geliyor. Doğru kelimeleri seçmek, onları korkutmamak, bilinçlendirmek için elimden geleni yapıyorum.

 Ama itiraf ediyorum çok korkuyorum. Depremlerden değil sonrasından korkuyorum. 

Sonrasında çocuklarıma yetişememekten korkuyorum. Onları koruyamamaktan korkuyorum. 

Bana bir şey olursa onlara ne olacak diye korkuyorum. Söylemeye bile korktuğum o korkunç şeyleri... insanların günlerdir yaşadıkları şeyleri yaşamaktan korkuyorum. 

Sağlıklı değil ve  bu bir girdap farkındayım. Bir süre sonra bu anki gibi hissetmeyeceğim onun da farkındayım. 

ama şu an elimde değil, yapamıyorum. 



en çok okunan

Günyüzü

 Kütüğüne kayıtlıların  kalp sızıları ilee ters orantılıdır  adı Günyüzü'nün.  Boz, buruk, yorgun taşlarını kırıp Yeni betonlar diktiler...