24 Şubat 2023 Cuma

İtiraf ediyorum

 

Ülkede 6 Şubatta yaşanan deprem hepimizi çok etkiledi.                                                                                Hepimiz ülkenin yarısının birkaç dakikada nasıl yok olduğunu gördük.                                                    Gördüklerimiz doğal bir afetten çok fazlası...

Sayılardan ibaret olan canların cenazesi...                                                                                                      cenazelerin inançlarına, ritüellerine uygun değil de alelade, rastgele defnedilmesi (keyfi bir durum değil bu elbet. felaket ne kadar büyük bir boyutta ki yetişilememiş. Çoğunun kimliği bile tespit edilememiş.)....  parçalanmış bedenler... yakınlarının cenazelerini bile bulamayanlar..                                                  Kaybolan insanlar. kaybolan çocuklar. o çocukların yaşadıkları.. o çocukların korkuları... 

Ooooff bunların hepsi zaten travmatik değilmiş gibi afet sonrası yaşanılanlar.                                              Sıralamak bile istemiyorum burada.    

Biz ne ara bu kadar korkunç olduk? 

99 depreminde de duyduklarımızı yine duyduk, fark: artık bir sosyal medya olduğu için daha çok kişiden daha çok şey duyuyoruz. 

Günlerdir kontrolü elimden bırakmamaya çalışıyorum, yaşanılanların korkunçluğunun farkında olmama rağmen dehşete kapılmamaya çalışıyorum. İkizlere yaşanılanları süzgeçten geçirip söyledik, izlettik. Bilsinler neden normal olmadığımızı, neden normal olmamamız gerektiğini.

Yas tutmamız gerektiğini ama o anda takılı kalmayıp önce kendimizi sonra çevremizi bilinçlendirmeye çalışmamız gerektiğini. Dayanışma ile oradakilere faydalı olabileceğimizi, elimizden ne geliyorsa yapmamız gerektiğini...

Anne bizim evimiz güvenli mi diye sorduklarında ne diyeceğimi bilemedim, onları korkutmamaya çalışarak açıkladım. Güvenli olduğunu düşünüyoruz ama olası bir yıkım anında neler yapmamız gerektiğini vs vs vs

Bunları onlarla konuşmak da bana korkunç geliyor. Doğru kelimeleri seçmek, onları korkutmamak, bilinçlendirmek için elimden geleni yapıyorum.

 Ama itiraf ediyorum çok korkuyorum. Depremlerden değil sonrasından korkuyorum. 

Sonrasında çocuklarıma yetişememekten korkuyorum. Onları koruyamamaktan korkuyorum. 

Bana bir şey olursa onlara ne olacak diye korkuyorum. Söylemeye bile korktuğum o korkunç şeyleri... insanların günlerdir yaşadıkları şeyleri yaşamaktan korkuyorum. 

Sağlıklı değil ve  bu bir girdap farkındayım. Bir süre sonra bu anki gibi hissetmeyeceğim onun da farkındayım. 

ama şu an elimde değil, yapamıyorum. 



1 yorum:

  1. Ülkenin acil planı olmadığını gördük Damla bu depremle. Bir arpa boyu yol alamadığımızı öğrendik yine acı acı. Rant uğruna insanların hayatlarını açık arttırmaya koyduklarını öğrendik. İnsanlara lüks orman ve deniz manzaralı mezarlar sattıklarını öğrendik. İnanılacak bir şey kalmadı artık. Siyasete girmeyeyim birleştirici olayım diyorum ama imkansız. Susamıyorum. Bu adamlar sadece dini satmayı ve menfaatlerine kullanmayı biliyor. Paralarına para katmayı 77 sülalesinin altın varaklar içinde yaşamasını istiyor. İnsan hayatı mı, halkın güvenliği mi? Salla gitsin..

    Ben bir ebeveyn değilim, dolayısıyla seni belki tam anlamıyla anlayamam. Ama bir ebeveynin, bir annenin ve babanın çocuklarını her daim düşünmesi ve koruması gerektiğini biliyorum. Depremde kaç tane çocuk ailesini kaybetti, bazıları kaçırıldı, üzülerek söylüyorum ki bazıları daha da kötüsünü yaşadı. Eminim ki ölen vatandaşlarımız çocuklarını yaşatma pahasına vefat etmiştir. Sonrasını düşünemiyorsun belki de, yaşasın da ne olursa olsun diye düşünüyorsun belki de.

    Dünyanın ortası işte, ne doğu ne batı. Her şeyden biraz var, ahlak yok, liyakat yok, üslup yok, nezaket yok. Sadece para hırsı var, sadece kazanma hırsı. Nasıl gidecek bu böyle bilmiyorum. İstanbul depreminde kepenkleri indireceğiz diye korkuyorum. Şehirler yeniden yapılır, ekonomi düzeltilir belki. Ama İstanbul'u kim kurtarabilir ki, kim bu fırsattan istifade etmez ki?

    Hakkımızda hayırlısı.

    Tebrik ederim..

    YanıtlaSil

en çok okunan

Günyüzü

 Kütüğüne kayıtlıların  kalp sızıları ilee ters orantılıdır  adı Günyüzü'nün.  Boz, buruk, yorgun taşlarını kırıp Yeni betonlar diktiler...