24 Ekim 2022 Pazartesi

Bitmemiş Bir Hikaye



Eski fotoğrafta gözlerinin içi gülen genç kadın bensem
gözleri kör bıçakla oyulmuş genç adam sensin, diye fısıldadı kırmızı saçlı kadın. 

Kimler kimleri unutmuş, ben mi seni unutamayacağım diye devam etti. Bir tek kendisi duydu içinde kopan fırtınanın uğultusunu. Beyninin uyuştuğunu hissetti, düşündü ne zamandı diye. Ne zaman kaybetmişti, ne zaman avuçlarından kayıp gitmişti? Ne ara fotoğraflardan silinmişti dünyaya neşeyle bakan, bakışlarında aşkı okunan kadın? Yerini ne ara almıştı başka gülüşler onun gözlerinde, onun kalbinde.. onun ellerinde?

İçinde dönüp durduğu girdabın sonsuz kaosunda fark etti aşkını difrize koyarsa aşk tazeliğini kaybetmez sanan genç kadın. Çok geç fark etti o aşkın ruhunu daha el ele tutuşulan o ilk gün zamana teslim ettiğini. 

O gün, onu gördüğü ilk gün kalp atışlarının hızından anlamalıydı doludizgin bir aşka yelken açtığını ve o aşkın kara bulutların damlaları olduğunu. 

Tam karşısındaydı, yanında bir kadın, susmadan anlatıyordu ona heyecanla... Neler anlatıyordu o kadına, kimdi o kadın?  Kardeşi değildi muhtemelen ama uzun süredir tanışıyorlardı belli ki arkadaşı mıydı yoksa sevgilisi mi?                                                              

Yerinden kıpırdayamıyordu. O gün ilk kez girdiği o sınıfın kapısında öylece kalmıştı. Oysa onu fark etmeden hemen öncesine kadar hayatının seyri ne kadar farklı akıyordu. Ne yapacağını bilemez halde genç adamdan gözlerini alamadan orada öylece beklerken

"Haydi ama neyi bekliyorsun, ilerlesene!" dedi arkasında bekleyenlerden biri, yanlış gelmiştir belki dedi diğeri. 

Kapıdaki sese doğru baktı genç kadının gözlerini ayırmadan baktığı genç adam. Göz göze geldiler. Şimdiye kadar kimsenin gözlerine bu kadar uzun bakmamıştı. Kimsenin gözlerinden kalbine aktığını hissetmemişti. Sonra kafasını çevirip konuşmaya devam etti genç adam yanındaki kadına anlatmaya devam etti. Geçenlere yol verdikten sonra kendisi de içeri girip u şeklinde sıralanmış sandalyelerin kapıya en yakın olanına oturdu genç kadın. 

Kesin sevgilisi, dedi. İyi de ne diye o kadar derin bakmıştı gözlerime... Kafasını kaldırmadan çantasındaki defter ve kalemini çıkardı, hoca gelmeden bir şeyler yazarım diye düşünmüştü. Bir süre ne yazdığını düşünmeden yazdı. Beklerken kendini oyalama taktiklerinden biriydi bu. Herkes susmuş, ustanın gelmesini bekliyordu ki bir ara kafasını kaldırdı genç kadın. Tam karşısında durmuş kendisini seyreden genç adam ile göz göze geldi. Hiçbir aşk sonsuz olmaz dedi ve bile bile gözlerini ayırmadı hayatının en büyük acısının gözlerinden, hayatının en büyük aşkının. 

Bile bile lades dediği bu oyunun bir yanında hüzün hep vardı ama çok boyutlu aşklarının yoğunluğu her şeyin önüne geçiyor ve gerçeklik algısını kaybediyordu o genç adamın yanında kırmızı saçlı kadın. Ta ki o güne kadar... Fotoğraflardan ne ara silindiğini sorgularken yerini alan o başka gülüşlerin adını masanın üzerinde duran cd'de görmüş ama konduramamıştı aşkının aldanışa dönüşünü.

O an kalp atışlarına hakim olamamıştı, kısa kısa nefes alıp verdiğini etrafındakiler fark etmiş miydi bilmiyordu ama kendini sakinleştirmek için yine aynı şarkıyı mırıldanmaya başladı. 

Çocukluğundan beri sakinleşmek için aynı şarkıyı söylerdi, Bu minik şarkı aslında annesinin ona uyku öncesi söylediği bir ninniydi. Küçük bir kız olduğu dönemlerden beri ne zaman daralsa ve taşikardisi baş gösterse gözlerini kapatır ve

Hoş geldin güzel bebek, hoş geldin.. dünyamıza
Hoş geldin güzel bebek yolculuğumuza...
Geldiğin yerdeki huzuru hep hatırla,
Geldiğin yerde sen hep sevilensin, hep hatırla
Gökkuşağındaki tüm renkler seni sarsın kuşatsın
Güneş bir yanın ay bir yanında seni sarsın
(Sonat Bağcan- Ninni)

Bu sözler onu hep hafifletirdi. En zor zamanlarında bile işe yarardı. Kalbinden mırıldandığında ezgi tüm hücrelerine yayılır, damarlarında akan kanın hızının yavaşladığını hissederdi. 
Ama bu kez... 
Bu kez o da işe yaramamıştı. 


(28.10.2019 /26. 10.2022 de bitti.) 


3 yorum:

  1. Güzel bir hikaye, oldukça akıcı. Devamını merakla bekliyorum. Ben böyle hikayeler yazmakta kötüyümdür. Ama okumayı severim. Eksik yönlerimizi tamamlarız umarım atölyede :)

    Bu arada saat ve başlık olayını halletmişsiniz. En önemli şeyler onlardı. Çünkü başlığı olmayan yazılar arama motorunda çıkmıyor. Dolayısıyla yeni takipçi zor geliyor. Onun haricinde bloğunuzun tasarımı gayet iyi. Göz yormuyor renk seçimleriniz güzel.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler. Umarım devamlılık olur bende. İnanılmaz bir motive verdin burası için bana. Ben de senin sayfanı fırsat buldukça okuyorum. Ben de naçizane yorum yazarım okudukça.
    Senin sayfan çok profesyonel :)) Benimki olabildiğince amatör.
    Kurcladım epey saat ve başlık için yapabilidim ama senin sayfanın takipçisi olmak için mesela ne yapmam gerektiğini bulmaya çalışacağım bugün:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de teşekkür ederim. Profesyonel bir sayfa değil kendimce şekillendirdim sadece :) Beni takip etmek istiyorsanız. Yönetim arayüzüne girin. En sonda "okuma listesi" diye bir bölüm var. Oraya girin. Sağ üstte "yönet" tuşu var. Ondan sonra ekle tuşuna basıp sitemin url adresini yapıştırıyorsunuz. Anonim ya da görünür olarak takip et diyorsunuz. Bu kadar :)

      Teşekkür ederim tekrar...

      Sil

en çok okunan

Günyüzü

 Kütüğüne kayıtlıların  kalp sızıları ilee ters orantılıdır  adı Günyüzü'nün.  Boz, buruk, yorgun taşlarını kırıp Yeni betonlar diktiler...