Uzun süredir çemberlerin içinde bedenim
ama kafam bir türlü sabit kalmıyor bedenimde.
Bu da büyük bir dilemmaya sebep işte.
O yüzden gitmek, gitmek, gitmek deyip duruyorum.
Gitmek istediğim yerin bir önemi kalmıyor,
çemberin içinden çıkmak yetecek belki...
Bekliyorum hâlâ neyi beklediğimi bilmeden.
Beklememek gerektiğini öğrendim halbuki bunca yılda
ama gitmek için de bir türlü ya vakit bulamadım ya cesaret edemedim.
Ortası yok mudur?
Beklemeden gitmesek!
Bekleye bekleye...
... gitmek rüya olmaya başladı bende.
Kopuk cümlelerimden de anlaşılacağı üzere gitmenin hayalini bile kuramıyor zihnim.
Kendini ele verecek diye korkuyor sözcüklerim.
Yazmaya cesaret edemediklerim var.
Dinleyelim o halde.. biraz daha bekleyelim.
yeni türkü- çember (dinlemek için tıklamanız yeter.)
Ben de buna benzeyen bir yazı yazmıştım. Murathan Mungan en sevdiğim şairdir. Sırf onun şiirlerini şarkıya dönüştürdüğü için Yeni Türkü'yü seviyorum diyebilirim.
YanıtlaSilHayatın ortası olmaz hiçbir zaman. Ya yenik ya galipsindir. Ya mutlu ya da mutsuzsundur. Belki farkında olmamak iyi gelebilirdi, bu yüzden çocukluğumuzu özlüyoruz belki de. Mutsuzluğumuzun farkında olmadık çocukluğumuzda keza mutluğumuzun da..
Ne kadar haklısın. Farkında olmadığımız zaman dilimlerini özlüyoruz hep. O zamanlarda ne kadar çok severdik, akrabalar arkadaşlar, hayat.... farkında değilmişim o sevdiklerimin görmediğim yanlarından.
YanıtlaSilTeşekkürler